Bu haftasonu, İstanbul'daki Maçka Parkı'nda bir organik yaşam festivali düzenleniyor. Amaç, doğa dostu organik gıda ve teknolojilerinin tanıtılması ve sergilenmesi... Organik beslenme fikrinin, kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürmek motivasyonunu beslemesi, böyle festivallere her geçen gün daha fazla katılımcı gelmesini sağlıyor. Çünkü artık "sağlıklı yaşam" bir trend.
Küresel organik gıda pazarı 2022'te 72 milyar dolarlık hacme kavuştu. Bu pazarın 2022-2020 yılları arasında en az yüzde 16 oranında büyümesi öngörülüyor. Ancak ABD'deki Stanford Üniversitesi'nde 2024'de 237 farklı araştırmadan yola çıkılarak yayınlanan bir makalede, organik ürünlerin sağlığı olumlu yönde etkilediğine ilişkin somut bir verinin olmadığı, öte yandan organik gıdaların tadının daha iyi olduğu bilgisine yer verilmişti.
Şimdi de Hollandalı bilimkadını Louise Fresco, gıdaların üzerinde zirai ilaç ve diğer zararlı kalıntıların olmaması kuralına uyan AB ülkelerinde, organik gıdanın olmayana göre daha iyi olduğunu gösteren bir verinin olmadığını savunuyor. AB standartları, zirai tarım ilaçları hasat mevsiminden önce kullanıldığında, gıda tüketiciye ulaştığında üzerinde hiçbir atığın kalmamasını öngörüyor. Fresco ayrıca, organik tarımda tahılların verimini artıran gübrelerin kullanılmamasını tarım arazisinin boşa harcanması olarak yorumluyor. Fresco, "Organik ya da değil, bir elmanın kimyasal bileşenleri hep aynıdır. Sanırım insanlar üzerinde zirai atık bulunmadığı gerekçesiyle organik tüketmek istiyor. İnsanların organik yemek istemesindeki asıl neden, kendilerini doğayla ilgili bir katkıda bulunuyor hissetmesi. Gıda üzerinde güçlerini ortaya koymaları..." yorumunda bulunuyor.
Bu elbette bir görüş. Doğru ya da yanlış... Tartışılabilir.
Ancak insanların "bilinçli" sağlıklı yaşama ilişkin her türlü katılımlarını desteklemek gerekiyor diye düşünüyorum.
Ancak insanların "bilinçli" sağlıklı yaşama ilişkin her türlü katılımlarını desteklemek gerekiyor diye düşünüyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder